14 Ocak 2014 Salı

kadınlık - erkeklik çıkmazı

Uzun zamandır bunu düşünüyordum aslında... Sanki biraz yanlış mı yaşıyoruz hayatı ne? Tektipçi genellemeler almış başını gidiyor. Birçoğumuz bizzat kendisi mağdurken aynı zamanda da bu mağduriyetinin sebebi. Bu ikilemlerden biri de kadınlık - erkeklik çıkmazı.



Bence "kadınlık" ve "erkeklik" kavramlarının bizzat kendilerinin ortadan kaldırılması gerekli!

Demek istediğim şey: İnsanların kadın ve erkek olmaya yükledikleri değer yargıları. Elbette biyolojik açıdan cinsiyet diye bir olgu var. Fakat geri kalan "kadınlık" ve "erkeklik" kavramları bence insanın kendisinin oluşturduğu kalıplar. Bu yüzden de bu kalıpların yıkılması ve tabu olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.

Biyolojik açıdan var olan cinsiyet olgusunun dışında, insanın yüklediği bu anlamların topluma ve bireye hiçbir yararı olmadığı gibi, tam tersine mahalle baskısı yoluyla 'dışlanma', 'horlanma' ve 'aşağılanma' gibi kabul edilebilir olmayan olumsuzluklara neden olduğu da çok sık görülen bir durum.

Bu açıdan baktığımızda kadınlık amiyane tabirle vajinaya sahip olmaktan ileri gitmemeliyken, erkeklik ise penise sahip olmaktan ileri gitmemeli. Yani özetlediğimde cinsiyet kavramı yalnızca sahip olunan bedenin ifadesi olarak kalmalıdır.

Cinsiyetin üzerinden bu yükleri kaldırdığımız an, "ben kendimi kadın/erkek hissetmiyorum" algısı da ortadan kalkacaktır; çünkü kadın/erkek hissedilebilir bir şey olmayacak, yalnızca sahip olunan bedenin ifadesi olarak kalacaktır. Haliyle de bireyler kendilerini ifade etmek için "agender'ım" demeye de gerek duymacaktır.

'Agender ihtiyacı'nın ortadan kalkmasının yanı sıra, "ne biçim erkeksin çok gülüyorsun 'fingirdiyorsun' biraz erkek ol, ciddi ol!" tabirleri de; "böyle kadın mı olur be, kadın dediğin böyle biraz kırıtır cilveli olur, bu ne biçim kadın oooolum bıraksan beni #$#$#$ HAHAHA" :/ tabirleri de ortadan kalkacaktır. Çünkü cinsel organının vajina olmasıyla 'neşeli', 'konuşkan', 'hareketli' veya 'narin', 'kırılgan' olmak özdeşleşmeyecek; cinsel organının penis olmasıyla da 'ciddi', 'sert', 'külhanbeyi', 'oturaklı' olmak özdeşleşmeyecektir.

Yanılmıyorsam, bu kavramların tamamı da 'toplumsal cinsiyet' adı altında geçiyor. 'Toplumsal cinsiyet'i ortadan kaldırmadığımız sürece, bu suni kavramlar "insanlık" olgusunun önüne geçmeyi sürdürecek ve kadın-erkek eşitsizliğiyle burun buruna yaşamak zorunda kalacağız.

Çare insanlık.

2 yorum:

  1. Beden ile ruhun uyumsuzluğu olan transseksüelliği görmezden gelmiş olursun, kadınlığı vajina erkekliği penis ile tanımlarsan. Pipim var ve kadınım nokta :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında burada "ruh" diye tanımlanan şeyin belli bir kalıba sokulamayacağını anlatmaya çalıştım Tiffany.

      Orada da belirttiğim gibi bir insan penisi ile mutlu olabilir ama saçını uzun yapmak, oje sürmek, etek giymek, makyaj yapmak gibi bizlerin "kadınlık"a atfettiği özellikleri de sevebilir gerçekleştirmek isteyebilir. Bizler ise bu özellikleri önce vajinası olan bireye özgü gibi bir tanımlamaya girip (kadınlık) ardından o insanları da bu çatıya sokmaya çalışıyoruz, yani tamamen suni bir olgu (kadınlık). Bu saydıklarımı yapmak için bir insanın vajinası olmasına gerek var mı yok. O halde niye "kadınlık"ı bu şekilde tanımlayalım? Tam aksi de "erkeklik" için geçerli.

      Bizler önce biyolojik cinsiyetler ile ondan alakasız olan kişilik özelliklerini birbirine bağlıyoruz, sonra da bu özelliklere sahip olmayan kadın/erkeği önce dışlıyoruz, sonra da dışlamamak için yeniden farklı tanımlamalar üretmek zorunda kalıyoruz.

      Ben biyolojik cinsiyet ile kişilik özelliklerinin birbirine bağlanmasına ve bunun üzerinden tanımlamalara gidilmesine karşıyım. Yoksa kişilerin içinden geldiği gibi yaşaması gerektiğini düşünüyorum. Olayım yalnızca tanımlamalarla. :))

      Sil