Bu aralar kendimi hiç olmadığım kadar azınlık hissediyorum. Can sıkıcı olan kısmı ise kişiliğimin içinde bulunduğum duruma hiç uygun olmaması. Çünkü benim irademin dışında doğuştan sahip olduğum tuhaf bir kişiliğim var. Bazı konularda doğrularıma sıkı sıkıya bağlıyımdır ve isterim ki etrafımda da bunları oldukça sık görebileyim. Göremesem bile tam tersi bir durumla içli dışlı olmayayım, mümkünse benden uzak olsun.
İşte böylesi tuhaf bir kişiliğe sahip birinin çevresinde bu kadar çok "hayır bakın öyle değil" diyeceği kimsesinin olması bunu uygularken değil, zihninde düşüncesi dolanırken bile gayet yorucu oluyor.
Hangi biriyle uğraşabilirsin ki? Yüzlerce, binlerce, hatta milyonlarca insan cinsiyetçi, ırkçı, cinsel yönelimci, dinci veya mezhepçi... Sürekli bir ayrımcılık söz konusu. İşin tahammül edemediğim kısmı ise sözde ayrımcılık karşıtı olanların uygulamada ise ayrımcılıkta başı çekiyor olmaları:
Bir tanesi kadın olarak kendilerine daha fazla hak verilmesi gerektiğinden bahseder, ama ertesi gün kadının kocasından daha az maaş alması gerektiğini, çünkü erkeğin onurunu kıracağını, kadının yerinin erkeğin yanı olduğunu önüne geçmesinin yanlış olduğunu söyler... Önce erkeği kendisinden üste çıkarır sonra da aşağılık kompleksine girer...
Başka biri cinsiyetçiliğin yanlış bir şey olduğunu ve insanlara yaklaşırken kadın veya erkek diye bakılamayacağını söyler, ama sonrasında muazzam bir genelleme ile erkeklerin kadınlardan güçlü olduğunu bu nedenle erkeklerin kadınları kollaması gerektiğini, kadınların muhtaç varlıklar olduğunu söyler...
Bir diğeri tektipçiliğin yanlış bir şey olduğundan bahseder, ama bir erkeğin nasıl olması gerektiğini veya bir kadının nasıl olması gerektiğini belirleyen toplumsal cinsiyet kalıplarının var olması gerektiğini savunur...
Başka biri çıkar ırkçılığın çok kötü bir şey olduğunu söyler, sonrasında ise "şunlar da her yeri sardı inanır mısın, filanca şehre bile yerleşmişler, ülkeyi ele geçirdiler" gibi sözler sarf eder...
Diğeri de inançlarına saygı duyulmadığından dem vurur, ama iş başka birinin inancına veya inançsızlığına gelince "hadi ya neden benimle aynı şeye inanmıyorsun bak çok üzüldüm senin adına, ama sakın seni kınadığımı düşünme, sorun yok" gibi talihsiz ve bir o kadar da saygısız açıklamalarda bulunur...
Benzer bir şekilde bir diğeri inanç özgürlüğünden bahsedip sonrasında tanımadığı kimseler hakkında "filanca mezheptekiler de şöyle şöyle sapkınlıklar yapıyorlarmış, zaten onlar her türlü cezayı hak ediyor çünkü benim gibi inanmıyor" diyecek kadar da ileri gider...
Benzer şekilde kendi kendini dışlayan başka bir kesim ise translar arasındaki bir gruptur: Natrans bireylerin kendilerine ayrımcılık uyguladığını ve toplumdan dışladığını söyler ama ardından sosyal çevresinde başka bir trans birey görmek istemez, mümkünse eşi de natrans olmalıdır vs. vs...
Bunların yanlış ve bir o kadar da tutarsız davranışlar olduğunu anlatmaktan yoruldum. Yorulmak bir kenara dursun boşa çekilen kürek misali uğraşlarımın sonuç getireceğine dair umudum var mı, pek emin değilim. Bu durumda ne kadar çaba gösterebilirim ki?!
Peki neden azınlık hissediyorum? Çünkü nereye baksam herkes bir şekilde bu saydıklarımı yapıyor, en yakın arkadaşımdan tut, en benden alakasız olup görmek zorunda kaldığım insana, hatta aileme kadar çok sayıda insan... Uzaktan görseniz birçoğundan da böyle bir şey ummazsınız.
Velhasıl ayrımcı olmayan bir adım öne çıksın. Çünkü şu dünyada az olduğumuz kadar da değerliyiz. Her ne kadar kendimizi yalnız hissetsek de "ne biçim dünya bu" da desek azınlık da kalsak, o kadar da yalnız değiliz. En azından temennim bu yönde. :))
Vicdanların azınlık kalmadığı yarınlar görebilmek ümidiyle...