Kaan Arer'le yaptığımız röportajın ikinci kısmı. Tamam tamam tutmuyorum sizi, hadi iyi okumalar... :)
"YILLARCA KENDİME İŞKENCE YAPMIŞIM"
-
Biraz da özel konulardan bahsedelim. Kendini kabullenme sürecin
sırasında bir kız arkadaşının olduğunu biliyoruz. Ama bu kısım biraz ucu
açık kaldı ve birçok insan bunu, "bir eşcinsel erkeğin de kız arkadaşı
olabilir" şeklinde yanlış anladı. O dönemde kız arkadaşının olması senin
için ne ifade ediyordu?
Ben büyük bir baskı
altında yetiştim. Babam eşcinsel olmamı yasaklamıştı. Bunun da etkisiyle
yıllarca eşcinsel olduğumu kabul edemedim. Hatta bu konuda çok
cahildim, bu yüzden korkuyordum. Yani açıkça homofobiktim. Haliyle
heteroseksüel bir yaşam sürmem gerekiyordu, "bir kız ile deneyeyim
bakalım ne olacak" diye yola çıkmadım, kendimi hetero sandığım için
ilişki yaşadım. Bu ilişki de biraz uzun sürdü. Bunun sebebi insanlar
üzerinden bağımlılık yapmamdan ötürü olabilir. Ben ayrılmak istesem de
hiçbir zaman kız arkadaşım kabul etmedi. Ama o da zaman içerisinde benim
eşcinsel olmam gerektiğini anladı. Yani bunu da açıkça söylüyordu. Ben
kendimi kabul etmediğim için tabii ki itiraz ediyordum. Kendimi kabul
etmemle beraber şunu anladım ki yıllarca kendime işkence yapmışım.
- Bu sürecin seni nasıl yıprattığını tahmin edebiliyorum. Peki bu hetero oyununu nasıl sürdürebildin?
Kendimi
hetero sanıyordum o yüzden toplumda gözlemlediğim, romanlarda okuduğum
şeylerin benim ilişkimde de olması için çaba harcıyordum. Her şey biraz
eğreti duruyordu, içime sinmiyordu bir türlü ama bunu hep deneyimsiz
olmama, bu konularda cahil olmama veriyordum. Kendimi eğitirsem
bağımlılık yapan bir sevgili olabileceğimi biliyordum. Sanırım bunu
başardım da.
- Belli ki davranışların açısından
karşı tarafı kendine bağlayacak derecede başarılı bir "heteroseksüel
sevgili" olmuşsun. Ama ya senin ona karşı olan hislerin?
Aşık
olduğum bir erkek vardı, ama "hetero olduğum" için o çocuğa aşık
olduğumu kabul etmediğimden kız arkadaşıma yönlendirmeye çalışıyordum.
Ama hiçbir zaman o çocuğa karşı hissettiklerimi kız arkadaşıma karşı
hissetmedim. Hiçbir zaman o çocuk kadar sevmedim, kıskanmadım. Tabii o
günlerde bunun farkında değildim. Ama aklım karışıyordu bu çocuğu neden
bu kadar özlüyorum ben diye için için soruyordum, ama cevap
bulamıyordum.
- Ayşe Arman'ın sormadığı soruyu ben
sorayım. Peki eşcinsel bir erkek olarak bir kadınla sevişme hissi senin
açından nasıl bir şeydi?
Ayşe Arman'a açık olmadığım
kadar burada açık olayım. Kız arkadaşımla evli gibi yaşıyorduk. Bu
yüzden neredeyse üç yıl boyunca sürekli seks yaptık. O kadar çok
seviştik ki bu konuda oran bile çıkarabilirim. Bunu neden açıkça
söylüyorum çünkü bir kez, iki kez gibi bir elin parmağı kadar az ve
seyrek sevişseydik belki hepsinden zevk alırdım. Ama şimdi şunu
diyebilirim ara ara zevk alarak boşaldığım oldu. Oranlarsak
sevişmelerimizin %10'u beni doyurmuştur. Geri kalanlarında zevk
alıyormuş numarası yapmak zorunda kaldım. Boşalabilmek için bir erkekle
seviştiğimi hayal ettiğim çok olmuştur. Hayal dünyamda hep bir erkek
vardı ve onu hiç aldatmıyordum. Sevişmelerimde partnerim olarak hep o
çocuk oluyordu. Bunu bir türlü aşamıyordum.
- Sırf
beklenen bu diye bir şeyleri yapmak zorunda kalmak... Gerçekten de çok
zor bir durum. O halde bunu başkalarının da yaşamasını öğütlemezsin
değil mi?
Bu asla öğütlenebilecek bir şey değil. Bu
tam bir rezillik, kepazelik. Benimki tamamen bir cehalet hatası. O
yüzden bu kadar rahat anlatıyorum. Yoksa açık açık söylüyorum:
Hisleriniz neyse siz de osunuz. "Bir kadınla sevişeyim bakalım ne
olacak?" diye bir kuşkunuz olmasın. İnanın hiçbir şey olmuyor.
Bu çok büyük bir iç savaş. Ama savaşın kazananı olmuyor. Eşcinsellik için sadece ama sadece büyük bir kabul gerekiyor.
"ÂŞIK OLDUĞUM HER ADAM ÇOK GÜZELDİ"
-
Anlaşılan sonraki ilişkilerinde bir daha hiç tenin kadın tenine
değmedi. Peki ya ondan sonrası? Yani erkekler? Sonraki ilişkilerinde o
kızda bulamadığın şeyi buldun mu?
Buldum. Aslında
güzel olan tarafı bulduğumu artık kabul ediyordum. Bir erkeğe âşık
olunabileceğini, bunun çok doğal ve normal bir şey olduğunu kabul
etmiştim. Kabul ettiğim gibi birisini buldum, deli gibi narin, saygılı,
düşünceli bir erkekti ve hemen aşık oldum. Âşık olduğum her adam çok
güzeldi.
- O halde "Kaan Arer bir aşk insanıdır" desek yanlış demiş olmayız herhalde?
Aşk
avcısı diyelim... Nerede bir aşk varsa onun izini sürer, bulur ve sahip
olur. Tabii elimde olmayan sebeplerden ötürü kısa süren ilişkilerim de
oldu ama ben hep aşıktım...
"HAYAT O KADAR KISA Kİ PİŞMAN OLMAYA VAKTİM YOK!"
-
Geçmişe baktığında "keşke sona ermeseydi" dediğin sende iz bırakmış veya
tam tersine "hiç yaşanmasaydı" deyip pişman olduğun bir ilişkin oldu mu?
Ben aşık olduysam eğer, hayatta ayrılmam. Yani şimdiye kadar hiçbir aşkımdan ben ayrılmadım zaten... Hep terk edildim...
Diğerine gelince, pişman oldum diyemem, ama bazı cinsel deneyimlerim
oldu. Olmaması gereken şeylerdi. Libidoma hâkim olamadığım için
yaşadığım cinselliklerim oldu. Ama hayat o kadar kısa ki pişman olmaya vaktim yok!
- Bir tanesini bizlerle paylaşabilir misin?
Bir
keresinde başımdan şöyle bir olay geçti. Uzun süredir bir ilişkim yoktu
ve Gabile'de dolaşırken bizim kasabadan birisiyle tanıştım. Pek tipim
değildi, ama bir kere numaramı vermiş oldum. Sonra adam sürekli evine
çağırıyor filan. Bir iki ay adamı yalvarttıktan sonra gittim. Tabii adam
vaat ettiği hiçbir şeyi yapmadan sadece seviştik ve ben kaçtım. Çok
fazla katlanamadım. İlk tek gecelik ilişkimdi. Sonra aradan bir ay geçti
geçmedi ben bir kaşınıyorum, kaşınıyorum, bildiğiniz uyuz olmuşum.
Kesin o adamdan geçti. Uyuz olmama rağmen o adamdan bile pişman olmadım
hiç. Sonra ilacını kullanarak iyileştim tabii.
- Ve buna rağmen pişman olmadın mı yani? :)
Hiç
kimsenin etkisi altında kalmadan verdiğim kararların ardında
durabilecek kadar güçlü birisi olduğumu düşünüyorum. O adamla sevişmek
için ben kendim gittim, kimse beni zorlamadı, giderken de hiç
tanımıyordum, tek gecelik bir şeydi, her türlü hastalığın bulaşması
olasıydı, bu riski göze alıp gitmiştim. Prezervatif kullanmak bir çok
deri hastalığından sizi korumuyor. Bunu da biliyordum. Pişman olacak bir
şey yok. Bu da benim için bir deneyim oldu.
-
Son olarak konuyu eşcinsel evliliklere getirmek istiyorum. Biliyorum ki
şu anda sürdürdüğün çok güzel de bir birlikteliğin var. Aklınızda
evlenme düşüncesi var mı? Kaan Arer eşcinsel evlilikler hakkında ne
düşünüyor?
İki
ayrı cevabım var.
Bir romantik cevap: Biz evliyiz bile. Yani yasal olarak mümkün olmadığı
için herhangi yasal bir dayanağımız yok. Ama bir insanın bir insana
verdiği sözden daha değerli bir şey de olamaz. Bence samimiyet ve vicdan
tüm yasal zorunluluklardan değerlidir.
İki reel cevap:
Eşcinsel evliliğin ülkemizde de olması için uygun şartlar oluştuğunda
var gücümüzle çalışacağız. Şimdilik genciz herhangi bir miras durumumuz
yok, bu yüzden yasal sıkıntılarımız yok; ama bundan 20 yıl sonra benim
annem babam ölecek, örneğin bireysel emeklilik fonum eşime kalsın
isteyeceğim. Evimi, arabamı onun desteğiyle alacağım sonra benim
kuzenlerime mi kalacak yani. Bu yüzden evlilik gerekli.
Hepsinden
daha önemli cevap: Devlet erkinin yasal olarak getirdiği her türlü hak
toplumun bizi daha kolay kabul etmesine sebep olacaktır. Bu yüzden çok
önemlidir.
Dostum Kaan Arer'e sorularımı içtenlikle yanıtladığı için teşekkür ederim. :))
"Babam eşcinsel olmamı yasaklamıştı." kısmını anlamadım. Babası, o zamanlar Kaan'ın eşcinselliğinden ya da böyle eğilimleri olduğundan haberdar mıydı? İşte bunu merak ettim. Onun dışında kız arkadaşı olması ve o zamanlardaki hisleriyle ilgili daha ayrıntılı bilgi sahibi oldum. Kaan'ın eşcinsel evlilik hakkındaki görüşlerine de katılıyorum. Ancak, "uygun şartlar" derken millette veya mecliste bu konu hakkında olumlu bir ortamın oluşmasını mı kastediyordu, tam anlayamadım. Bence böylesine bir ortamın oluşması için de bizim çalışmamız gerekiyor.
YanıtlaSilSorular da cevaplar da çok güzeldi. Acemilik falan diyorsun ama genel olarak bir acemilik görmedim, ellerine sağlık. :)
Teşekkür ederim Kalbî'nin Sesi :)) Eğer saydığın konuları sorumlarımla yeterince açıklığa kavuşturamamışsam bu acemiliğimden işte. :D Biraz da bazı şeyleri kısmen de olsa bildiğimden sormak aklıma gelmedi sanırım, onunla da ilgili. :)) Yorumun için tekrar teşekkürler... :))
SilSevgili Kalbi'nin Sesi Babam orta okul dönemimde toplam 2 yıl beni gerçek bir erkek olarak yetiştirmek için yüksek çaba harcadı. Bir noktadan sonra intihar düzeyine geldiğim olaylar yaşadık. Aile içinde kaldı ama benim hala travmatik olarak unutamadığım şeyler. Feminen davranışlarımdan ötürü beni çok yıprattı.
SilUygun şartlar derken kastım şudur, parayla alakası olmayan bir dernek kurmamız gerekiyor ya da samimiyetine güvenebileceğim bir derneğe katılıp oradan saldırmaya başlamamız gerekiyor. Ama bunun için ekonomik bağımsızlığımı ortaya koyabilmem şart. Çünkü o gün geldiğinde belki işten çıkarılacağım, evsiz kalacağım, yani bazı durumları göze alıp bu işe soyunmak gerekiyor. Kontrollü Aktivist olmak için şimdilerde biraz daha çalışmam gerekiyor. Şartlar dediğim kişisel olarak kendi şartlarımdır.
Teşekkürler.
Sevgili Geylesof kimse dört dörtlük değil zaten. Okurken sanki bir dergi ya da gazetedeki söyleşilerden birisini okuyormuş gibi hissettim. Ve soruların birbiriyle bağlantısı, manşet olabilecek sözlerin ön plana çıkarılması dikkatimi çekti. Onun için zevkle okudum. Ayrıca merak edilebilecek her şeyi sorsaydın, bu röportaj bir düzinelik yazı dizisi olabilirdi. :)
SilKaancığım cevapların için teşekkür ederim. Orta okul yıllarında yaşadıkların için üzüldüm.Anladığım kadarıyla lgbt dernekleriyle alakalı seninle aynı şeyleri düşünüyorum. Yepyeni bir oluşum içerisine girmemiz lazım. Böyle bölük pörçük, bir hedefi olmayan, küçük alanlara sıkışmış, nasıl bir kitleyi temsil ettiği belirsiz dernek veya oluşumlarla bir noktaya varılabileceğine inanmıyorum. Ne yazık ki bu konu üzerine kafa yoran, bir şeyler yapmalıyız diyen birisini görmemiştim. Birileri varmışsa da sesleri çok cılız çıkmıştır belki. Tüm lgbt bireyleri temsil edebilecek, sesi daha gür çıkan bir oluşum için sadece senin değil herkesin bir şeyler yapması lazım. Ancak, toplumsal bir özelliğimiz olsa gerek, birisi önayak olup, elini taşın altına koymadan kimse o işe yanaşmıyor. Özetle, senden bunları duymak beni sevindirdi.
Çok zarifsin Kalbî'nin Sesi, tekrar teşekkür ederim. :))
SilBu arada dernek olayıyla ilgili ben de değinmek istiyorum. :)) Burada sıkıştırılacak bir konu değil, ama elini taşın altına koyan birileri aslında çokça var; ama görünür olup bir araya gelebilen kimse yok. Sorunumuz da buradan kaynaklanıyor. Belki bir detaylı yazı yazarım, bununla ilgili. :)
Her sorudan sonra Kaağğaaaaan diye ağlayasım mı geldi ne oldu bana o.O
YanıtlaSilduygusal bir dönemdesin kuzum hep ondan oluyor bunlar :D
SilTabii cinsellik kısımları hariç u.u
YanıtlaSil